6 Mart 2012 Salı

Hükümetin dik duruşu, askerî vesayeti bitirdi





İLYAS KOÇ ANKARA 27.04.2011

27 Nisan e-muhtırasının toplum üzerindeki etkisini kamuoyu araştırmacıları analiz etti. Türkiye'de artık toplum mühendisliğinin tutmadığını belirten uzmanlara göre, süreçte askeri vesayet sarsılırken, sivil irade güçlenerek çıktı.


Muhtıranın ardından hükümetin yaptığı sert açıklamayla seçmenin özgüveni pekişti. Hükümet, söz konusu açıklamada askere görevini hatırlatmış ve Genelkurmay'ın Başbakana bağlı olduğu gerçeğinin üzerinde durmuştu. Açıklama, kamuoyunda 'askere muhtıra' olarak yer buldu.

ANAR Sosyal Araştırmalar Merkezi sahibi Dr. İbrahim Uslu, 27 Nisan'ın Türk siyasal hayatının köşe taşlarından biri olduğunu söylüyor. Uslu, "Çünkü ilk kez orada sivil irade şapkasını alıp gitmedi, vesayete direndi. Bu açıdan baktığımızda 27 Nisan, Türk seçmeninin özgüveninin pekişmesine katkıda bulunmuştur. Toplum, öteden beri sıcak bakmadığı askeri vesayeti bertaraf edecek enstrüman ve mekanizmalara 27 Nisan'a kadar sahip değildi." diyor. İbrahim Uslu, muhtıraya gösterilen dik duruşla birlikte sivil inisiyatifin ilk kez vesayetçileri alt etmeyi başardığını belirtiyor. Uslu, "Eğer AK Parti zikzaklar yapsaydı, geri adım atsaydı ve 28 Şubat'taki koalisyon ortakları gibi davransaydı o süreçten oy kaybederek çıkardı. Toplum mühendislerinin en sofistike operasyonlarından biri 27 Nisan'dı. Ne istedilerse tersi bir sonuçla karşılaştılar. Artık bu tür psikolojik harekât yöntemleriyle seçmenin manipüle edilmesi imkânsız. Vesayetçilerin sivil toplumu sindirmesine olanak yok. Seçmen kendi egemenliğinin üzerindeki bir vesayetten hoşlanmıyor, her fırsatta bu tepkisini ortaya koyuyor. Sivil toplum ilk kez 27 Nisan'dan sonra verilen cevapta kendini güçlü hissetti ve vesayete karşı çıktı. AK Parti'nin seçim zaferi, seçmenin 27 Nisan ruhuna gösterdiği bir tepkidir." ifadelerini kullanıyor.

YANLIŞ YERDE DURANLAR, BEDELİNİ ÖDEDİ

Optimar Araştırma Şirketi sahibi Hilmi Daşdemir ise hükümetin 28 Nisan karşı bildirisinin etkisine vurgu yapıyor. Demokrasinin yanında konumlanarak 'Biz bunun bedelini ödemeye hazırız' mesajını verildiğini belirtiyor: "Eğer o cevap verilmemiş olsaydı belki bugün AK Parti diye bir parti de olmayacaktı. 27 Nisan sürecinde yanlış yerde duran DYP ve Anavatan kendi idam fermanlarını imzaladı."

TANAR Araştırma Şirketi sahibi İbrahim Kalemci ise 28 Şubat'ta yapılamayanın 27 Nisan'da yapıldığını söylüyor. 28 Nisan cevabıyla 'ürkek değil erkek partiyiz' mesajı verildiğini belirtiyor. Kalemci, Cumhuriyet mitingleriyle kurulan ittifaka karşı milliyetçi-muhafazakâr kesimlerde oluşan tepkinin de seçmenin e-muhtıradan bu denli etkilenmesini körüklediğini belirtiyor

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder