27 Şubat 2012 Pazartesi

12 Eylülde işkence yapmadığı için işkence gören yüzbaşı, davaya müdahil oluyor




İLYAS KOÇ ANKARA

12 Eylül darbesi sırasında Sıkıyönetim 2 Numaralı Askerî Cezaevi Müdürü olarak görev yapan Bektaş Tufan Güneş, 12 Eylül davasına müdahil olmak için başvuruda bulundu. Kıbrıs gazisi, Topçu Kıdemli Yüzbaşı Güneş, cezaevindeki işkenceye ve insan hakları ihlallerine karşı çıkarak istifa etmişti. Güneş, cezevinde işkence yaptırmadığı için istifasından sonra kendisine işkence yapıldığını söylüyor.

12 Eylül darbecilerinin yargılanacağı 4 Nisan'da başlayacak davaya ilginç bir müdahillik başvurusu yapıldı. Darbe döneminde Erzurum-Ağrı-Kars ve Artvin'deki askerî cezaevlerinde müdür olarak görev yapan Kıdemli Topçu Yüzbaşı Bektaş Tufan Güneş, davaya müdahil olmak için mahkemeye dilekçe verdi. Güneş, görev yaptığı cezaevlerinde işkenceye karşı çıktığı için istifa etmek zorunda kaldığını belirtiyor ve ekliyor: "Daha sonra Kıbrıs gazisi payeme bakılmaksızın apar topar yakalanarak işkenceye maruz kaldım."

Yüzbaşı Güneş, cezaevi komutanı olarak görev yaparken işkencelere ve insan hakları ihlallerine karşı çıktığını ve bu tür uygulamalara izin vermediğini belirtiyor. Bundan dolayı hedef yapıldığını söyleyerek "Silahlı Kuvvetler'de bu tür bir mücadele verdiğim ve işkenceye izin vermediğim için damgalanmıştım." diyor. Güneş, üst makamlardan gelen işkence emirleri sebebiyle istifasını sunar ve izin alarak İngiltere'deki kardeşinin yanına gider. Ancak istifa talebine hiçbir cevap verilmeden Dışişleri Bakanlığı'nın bir talimatıyla sorgusuz sualsiz pasaportuna el konulur.



O dönem yaşadıklarını anlatırken gözleri dolan Yüzbaşı Güneş, "Benim yüzbaşı ve gazi subay olduğumu biliyorlardı, sıkılmadan da 'Türk vatandaşı olup olmadığını kontrol edin' dediler. Kıbrıs'ta savaşmış bir gazi olarak bu çok onuruma dokundu." diye konuşuyor. Havaalanında bir terörist gibi karşılandığını ifade ederek, "Keşke vücuduma daha fazla işkence yapsalardı da bu soruyu sormasaydılar. Sebep neydi? Cezaevi komutanı iken işkence yaptırmamam ve istifa dilekçesi sunmam." değerlendirmesini yapıyor. Yüzbaşı Güneş, Ankara'da işkenceye alınır. Gözleri ve elleri bağlanır. 60-70 kişinin tıkıldığı daracık mekânlarda rütbe ve gazilik payesine bakılmaksızın kendisiyle alay edilir. Üstelik istifasına cevap da verilmediği için hâlâ muvazzaf bir subaydır. Yaşadıklarını bir asker için onur kırıcı olarak niteleyen Güneş, "Ben cezaevi komutanı iken bunlara karşı çıktığım için kaderin garip bir cilvesi olarak şimdi kendisine işkence yapılan kişi oldum. Gözlerimin önünde insanların biçilmiş ekin gibi o sadist kişilerin ellerinde uğradıkları işkencelere şahit oldum." şeklinde konuşuyor.

İşkence odasından kurtuluşu ise tamamen bir tesadüftür. Kıbrıs'taki başarılarını ve adını bilen bir polisin kendisini tanımasıyla oradan çıkarılır. Kısa bir süre sonra da istifa süreci netleşir ve ordudan ayrılır. Müstafi Yüzbaşı Güneş, Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi'ne sunduğu dilekçede şu ifadelere yer verdi: "...Aradan 32 yıl geçmiş olmasına rağmen kalıcı izleriyle bugün de devam etmekte olan mağduriyetim nedeniyle 12 Eylül dönemine ilişkin davaya müdahil olarak katılmak arzusundayım."



Hiç yorum yok:

Yorum Gönder